SKOLYOZDA FİZİK TEDAVİ

Skolyoz, omurganın ön ve arka düzlemde radyolojik olarak saptanan sağa veya sola on derece üzerindeki yana olan eğriliği olarak tanımlanır. Fakat skolyoz; omurga, omuz kuşağı ve kalçanın da etkilendiği üç boyutlu karmaşık bir deformitedir.

Deformitenin görüldüğü yaşa göre yapılan sınıflamada on yaş üzerinde deformitenin görülmesi adölesan idiopatik skolyoz (AİS) olarak adlandırılır ve en sık görülen skolyoz tipidir.

İdiopatik skolyoz tüm skolyoz bozukluklarının yaklaşık %70’ini oluşturan omurganın üç boyutlu deformitesidir.

Adölesan idiopatik skolyozun kökeninde bazı faktörlerin etkili olduğu düşünülse de köken tam olarak ortaya konulamamıştır ve birçok etkenin sebep olduğu bir deformite olarak tanımlanmaktadır.

Belirtiler arasında; omurganın yana doğru eğri durması, omurganın yan ve öne doğru birlikte eğri durması, bir omzun diğer omza göre daha önde durması, omuz ve kalça seviyelerini aynı durmaması, bir eğriliğin devamında  ikinci bir eğrinin varlığı, sırt ağrısı, bel ağrısı sayılabilir.

Adölesan (ergenlik) dönemdeki çocuklar zamanlarının birçoğunu okuma, yazma ve ödev yapma gibi etkinliklerle geçirmektedir ve bu eylemler için uygun olmayan oturma omurga eğriliğinin artışına sebep olabilir. Benzer şekilde yer çekimi, sırt çantası taşıyan çocuklarda eğriliği attırıcı etkiye sebep olabilmektedir. Bu nedenle çantanın taşınma şekli, ağırlığı ve yüklenme yönü bu etkinin şeklini değiştirmektedir.

Hafif ve orta dereceli eğriliklerde (10-25°) gözlem aşamasında pasif kalmak tercih edilen bir durum olmamalıdır. Benzer şekilde sadece korse uygulanan hastalarda bu tedavi boyunca başka bir şey yapmamak yetersiz olacağından aktif bir fizik tedavi yöntemi tercih etmek daha sağlıklı olacaktır. Bu amaçla skolyoza özgü egzersiz programları oluşturulmalı ve bu programlarda eğriliğin ilerlemesinin engellenmesi, solunum problemlerinin engellenmesi veya tedavisi, gövde rotasyonun azaltılması, ağrının azaltılması, cerrahi tedavi ihtiyacının azaltılması ve hayat kalitesinin geliştirmesi konularında etkili olması hedeflenmelidir.

Skolyozun tedavisindeki temel amaç eğriliğin ilerlemesinin durdurulması, eğriliğin düzeltilmesi, akciğer ve kalp fonksiyonların korunmasıdır.

Skolyozun tedavisinde kullanılan yöntemlerler üç boyutlu Schroth egzersizleri, gözlem, fizik tedavi uygulamaları, korse uygulamaları, elektrik stimülasyonu, ortezler ve diğer yardımcı tedavi yöntemleri olarak sayılabilir.  

Skolyoza özgü olan Schroth egzersizleri dünyada fizik tedavide en yaygın olarak kullanılan skolyoz egzersizlerdir. Skolyoza özel üç boyutlu egzersiz yöntemi olan Schroth tedavisi 1900’lü yılların başında Almanya’da Katharina Schroth tarafından geliştirilmiştir. Günümüze kadar yöntem Schroth’un kızı Christa Lehnert-Schroth ve torunu tarafından güncellenerek geliştirilmiştir. Tüm dünyada fizyoterapistler tarafından skolyoz tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir tedavi yöntemidir.